Sanırım bir zamanlar olmayacak şeylerin peşinden koşan, aşktan yanıp tutuşmuş ve bir gün Bayan Thor olmanın hayalini kuran biriydim. Ama sonra büyüdüm. Doktor oldum. Çocuğunu kaybetmiş bir anne ve göğsünde onu öldürmeye çalışan bir kitle taşıyan kadın oldum. Bir gök gürültüsü tanrıçası, bir Yenilmez, bir Valkyrie oldum. Artık hayal kurmuyorum. Kurmak zorunda da değilim. Yaşamakla meşgulüm.
Jane Foster henüz dokuz yaşındayken annesini kanserden kaybeder.[10] Bu trajedinin ardından tesisatçı babası, kızının tıp okuluna gidebilmesi için iki işte çalışır. Yine de Jane'e iyi bir çocukluk yaşatmayı başarır. Asla softbol oyunlarını kaçırmaz, doğum günlerini unutmaz ve kızının aklına koyduğu şeyleri yapması konusunda onu her zaman destekler.[11] Ne yazık ki daha sonra Jane'in babası, kalp krizinden hayatını kaybeder.[12]